Sille, erken dönemlerden itibaren zengin bir kültürel birikime ev sahipliği yapan sayılı merkezlerden birisidir. Günümüze ulaşabilen kültür varlıklarının yanında zengin gelenek ve görenekleri ile de üzerinde durulması gereken bir kültür merkezidir. Mevcut Türk İslam kültür zenginliklerinin yanında 1923 yılı mübadelesi öncesinde Hıristiyan Ortodoks inançlı insanlarında kültürel zenginliklerini barındıran Sille, 19. Yüzyıldan itibaren birçok bilim adamının dikkatini çekmiştir.

1923 yılı öncesinde Konyalı gayrimüslimlerinde hafta sonlarını Sille’de geçirdikleri, azizlerin yortu günlerinde Sille’deki dini merkezlere geldikleri tarihi kaynaklardan öğrenilmektedir. Her 28 Eylül’deki Aziz Chariton yortusunda Ak Manastır, 24 Kasım’daki Aziz Philip ve 15 Ağustos Meryem Ana yortularında Sille’de gerçekleştirilen ayinler bir şenlik havasında kutlanılan önemli günlerden sadece bazılarıdır. Sille’de başta Ak Manastır olmak üzere birçok yer sadece Hıristiyanlar tarafından değil, Müslümanlar tarafından da saygıyla ziyaret edilmiştir. Selçuklu döneminde Ak manastırda büyük onarımlar gerçekleştirilmiş, Ak Manatır’da bulunan bir onarım kitabesinde Bizans imparatoru II. Andronicus ile Selçuklu Sultanı Mesud’un isimleri birlikte yazılmıştır. Mucizevi bir olay sonrasında Mevlâna Celâleddin-i Rûmi’nin senenin bir gününü Ak Manastır’daki mescidde geçirdiği ve ondan sonraki Çelebilerin manastıra her yıl zeytinyağı gönderdiği tarihi kaynaklardan bilinmektedir. Manastır rahipleri ile mevleviler arasındaki bu dostluk ilişkisi manastır terkedilene kadar devam ettirilmiştir.

Sille’deki gayrimüslimlerin kullandıkları Yunanca, Anadolu’da kullanılan Yunancadan çok farklı olup, çok sayıda Türkçe ve yerel kelimeler barındırmaktadır. 19. Yüzyılda dil bilimcileri tarafından kayıt altına alınan Sille halk masalları ile söyleşiler, Sille halkının sözlü geleneklerinin zenginliğini açıkça ortaya koymaktadır.

Günümüzde Türk İslam Kültür zenginliklerine sıkı sıkı bağlı olan Sille, modern zamanların tekdüzeleştirmesine inatla direnerek hala eskiden getirdiği bir çok geleneği yaşatmaktadır. Silleliler, düğünlerde, asker uğurlamaları ile karşılamalarında, “Gereğiler” olarak isimlendirilen toplu bozumuna başlanmasındaki kutlamalarda, her ay yapılan toplantılar ile her sene Eylül ayının son pazarında gerçekleştirilen Sille günü etkinliklerinde, gelenek ve göreneklerini yaşatarak, Sille’ye gelen misafirlere tanıtmaktadırlar. Önemli dini günlerde de eski geleneklerin halen yaşatıldığı, bugün etrafında herhangi bir konut kalmamasına rağmen Mezaryaka (Kayabaşı) ile Karataş Camilerin Ramazan aylarında teravih namazı için tercih edilmesinden anlaşılmaktadır.

Sille, yemek kültürü açısından da oldukça önemlidir. Zengin Konya mutfağının yanında kendine özgü bazı lezzetleri de bünyesinde barındırmaktadır. Özellikle düğün yemekleri, “Halfene” denilen ortak yemekler ile “İnce manca” olarak adlandırılan davet yemekleri, bu zengin tatların sunulduğu birer şölendir. Büyük çoğunluğu et yemeklerinden oluşan Sille mutfağında, yoğurt (dolga) ve bamya çorbası, su ve süt börekleri, dolma-sarma, erişte pilavı, katmer, köşeli, kurutulmuş balık (gavinna), paça, gaygana, calla, kadayıf, baklava ile “Kak” olarak adlandırılan kurutulmuş meyve ve sebzeler Sille’de bulabileceğiniz lezzetlerden sadece bazılarıdır.

Sille’de müzik sözlü geleneğin önemli bir parçasıdır. Kanun, ut ve sazın kullanıldığı yörede halen bölgenin yöresel türküleri yaşatılmaya çalışılmaktadır. Bugün birçok kültürel ve bilimsel etkinliğe ev sahipliği yapan Sille, birçok düşünür ve ilim adamı da yetiştirmiştir. 


TRADITIONS

Sille is one of the unique centers which has great cultural assets since the earlier periods of history. In addition to the cultural assets it have, we must also mention about its traditions. Turkish Islamic cultural assets are in one hand and on the other hand there was Christian Orthodox culture especially before the population exchange in 1923. Many scientists were interested in Sille since 19th century.  Before 1923, non muslim citizens of Konya were spending their weekends in Sille and were visiting the churches and monasteries of Sille during saints’ holidays.

In every 28 of September, in Saint Chariton Feast they visit Ak Monastery. Also in 24 of November Saint Philip Feast and in 15 of August Virgin Mary Feast are some of the holidays celebrated in Sille. Many places like Ak Monastery were being visited not only by Christians but also by Muslims with full of respect. Ak Monastery was completely repaired during Seljuk period and the names of Byzantine Emperor Andronicus II and Seljuk Sultan Mesud were written together in an epigraph of Ak Monastery. After a miraculous event, Rumi had started to spend one day in a year in the masjid of Ak Monastery and after that all Chelebis have started to send olive oil every year to the monastery. This climate of friendship between Mevlevi dervishes and monks of the monastery had continued until the monastery have abandoned. Non muslims of Sille were speaking a different type of Greek language which has many Turkish and local words in use. The tales of Sille which were recorded by 19th century historians, are reflecting the richness of the traditions of Sille. 

Sille’s people are strictly connected to Turkish Islamic cultural assets. They are still having the same old spirit of traditions, in spite of the bad effects of modern times. Sille people are trying to keep their culture alive, during weddings, soldier farewells or greetings, “Geregi” ceremonies (harvest time), monthly meetings or in Sille day events every September’s last week. They introduce their culture to visitors and guests. That’s why people are still preferring to perform tarawih prayer during Ramadan in old Mezaryaka (Kayabasi) Mosque or in Karatas Mosque. 

Sille’s food culture is also important. It has the characteristic of the rich Konya’s kitchen but also it has original features too. Especially wedding meals, common dinners called “Halfene” and special events called “İnce manca” are some of the special times when you can have delicious foods of Sille. Sille’s meals are mostly consisted of meat. Some of the delicious meals are yoghurt (dolga), okra soup, water or milk flan, dolma or sarma, noodle pilaf, ply, dry fish (gavinna), trotter, gaygana, calla, sweet pastry, baklava and dry fruit or vegetables called “Kak”…Music in Sille is an important part of the cultural assets. Zither, lute and stringed instrument are in use in the region. The traditional songs are still being performed by musicians.

Sille had raised many scientists and thinker in the past and many cultural and scientific events are still being organized in this lovely town. 

Konya’nın 8 km. kuzeybatısında yer alan Sille’deki en eski yerleşim, kuzeyde yer alan Sızma Höyüğü’dür. Burada yapılan araştırmalarda M.Ö. 8-7. yüzyıl Frig uygarlığına ait kalıntılar bulunmuştur. Antik dönemde Sylata ya da Sylla olarak isimlendirilen Sille’nin Roma döneminde iskân gördüğü, şehir içinde bulunan antik mimariye ait taş eserlerden anlaşılmaktadır. Muhtemelen kent bu dönemde, Efes’ten doğuya giden Kral yolu üzerindeki Konya’nın yakınında bir durak noktasıdır. Aynı yüzyılda Aziz Paul Konya’dan geçtiği sırada Sille’ye de uğramış olmalıdır.

M.S. 4. yüzyılda Efes önemini kaybetmiş, Bizans’ın başkenti olan İstanbul önem kazanmıştır. İstanbul’dan Kudüs’e giden yol üzerinde de bulunan Konya, bu dönemde de önemini korumuş Kudüs’e giden hacıların uğrak noktası olmuştur. Aya Elenia Kilisesi’nin kitabesi, yapının bu tarihte Büyük Konstantin’in annesi Helene tarafından yaptırıldığını belirtmektedir. Bilindiği gibi ilk Hıristiyan aristokrat olan Helene yaşamı sırasında Hz. İsa’nın gerildiği kutsal haçı bulmak amacıyla Kudüs’e gitmiş, geçtiği yollarda birçok kilise inşa ettirmiştir. Aya Elenia Kilisesi Sille’nin gerçekten de bu yol üzerinde bulunduğunu göstermektedir.

Bizans dönemi tarihi kaynaklarında ismi geçmeyen yerleşim, M.S. 7-10. Yüzyıllar arasında tüm diğer kentler gibi Arap akınlarına maruz kalmıştır. Önemli bir stratejik nokta olan Gevale Kalesi bu dönemde bölgeyi açık bir hedef haline getirmiş ve bu yüzden bölge sık sık işgal edilmiştir. Arap akınlarının Anadolu’da sonlanması ile kent önemli bir dini merkez olmuştur. Bölgede bulunan kaya kiliseleri ve özellikle Ak Manastır bu önemi açıkça göstermektedir.

Sille’nin önemi 1071 yılından sonra Selçuklular’ın Konya’yı ele geçirip, başkent yapmaları ile artmıştır. Konya’daki Türk hâkimiyeti sonucunda şehirdeki gayrimüslimlerin bir kısmının kent dışına yerleştikleri sanılmaktadır. Muhtemelen bu dönemdeki en fazla göç Konya’nın çok yakınında bulunan Sille’ye olmuştur.

3 Temmuz 1097 yılında Sultan I. Kılıç Arslan, Konya’ya gelen I. Haçlı ordusu yüzünden şehri boşaltmış ve dağlara yerleşmiştir. Bölgeye gelen haçlı ordusu bir süre burada kalıp Konya ile beraber Sille’yi de talan etmişlerdir.

Dönem kaynaklarından 1116-1118 yıllarında I. Alexios tarafından Konya’ya yapılan seferin geri dönüşünde, Konya çevresinde yaşayan birçok Rumun Bizans ordusu ile beraber İstanbul’a döndükleri öğrenilmektedir.

Böylece bölgedeki gayrimüslim nüfusunun bir miktar azaldığı sanılmaktadır.

1146 yılında Bizans imparatoru Manuel, Philomelion’da (Akşehir) Selçuklu Sultanı Mesud ile yaptığı savaşta galip gelince Konya’yı kuşatmış; Selçuklu ordularıyla Gevale Kalesi eteklerinde tekrar mücadele etmiştir. Ioannes Kinnamos’un anlattığına göre bu saldırılarda Bizans ordusu Konya dışındaki yerleşim yerlerini yakmıştır.

Savaşların dışında dönem dönem meydana gelen doğal afetlerde bölge nüfusunu olumsuz etkilemiştir. 1153 yılındaki Konya’da meydana gelen büyük veba salgını tarihçilerin belirttiği bu afetlerden birisidir.

1226 yılında Sultan I. Alâeddin Keykubat, Ermenistan seferi dönüşünde bir grup Hıristiyan Peçenek Türkünü Konya’ya getirip, Sille’ye yerleştirmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’nden sonra Konya ve çevresi Karamanoğulları Devleti’’nin hâkimiyetine girmiştir. Karamanoğulları ile Osmanlılar arasında Gevale Kalesi civarlarında yapılan mücadeleler sonunda bölge Osmanlı toprağı olmuştur.

Sille, Fatih Sultan Mehmed, II. Beyazıd, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve III. Murad dönemlerinde Konya Kazası’na bağlı bir karyedir. 17. Yüzyıldan itibaren Sille’nin idari statüsünün net olmadığı görülmektedir. Başlıca geçim kaynağı buğday, arpa ve hayvancılık olan bölgede giderek Müslüman nüfusu artmıştır. 19. Yüzyılın ikinci yarısında bölgeye gelen Charles Texier Sille’de Ermeni ve Rumların yazlıklarının olduğunu söylemektedir. 20. Yüzyılın başlarına ait Maliye ve Arazi Emlak Defterleri’nde Sille’nin nüfusunun %56’sı Müslüman, % 44’ü Gayr-i Müslüman olarak görülmektedir. 1913 yılında Konya’ya gelen Bela Horvath ise Konya’daki Rumların Sille’de özel kiliseleri olan yazlıklara sahip olduklarını ve Sille’de atmışa yakın kilisenin bulunduğunu söylemektedir. 1923 yılından sonra yapılan nüfus değişim politikası çerçevesinde Sille’deki Hıristiyan halk Yunanistan’a göç etmiştir.

Sille, Selçuklu ilçesine 1989 yılında iki mahalle olarak bağlanmıştır. 1995 yılında Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından kilise, manastır ve mezarlıkların bulunduğu güney yamaçları, birinci derecede arkeolojik sit alanı, esas yerleşme alanı ise kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bugün Sille, Konya’nın önemli bir kültür ve turizm merkezidir.


HISTORY

The oldest residential area in Sille which is 8 km away to Konya is in Sizma Tumulus in the north. Ruins belonging to 8th-7th centuries B.C. from Phrygian civilization has been found here in some excavations.  Sille was called Sylata or Sylla in ancient times, had also some population in Roman period, according to the stone works of the ancient architecture of the city.  Probably during this period, it was a wayside station near Konya over the King Road coming from Ephesus to the east. In the same century, Saint Paul had to visit Sille on his way to Konya.  

 

In the 4th century A.D. Ephesus had lost its importance, the capital of Byzantine, Istanbul had gained importance. Konya which is over the road from Istanbul to Jerusalem, had kept its importance and become a wayside station for the pilgrims of Jerusalem.  According to the epigraph of the Aya Elenia Church, the structure was built by Helene, the mother of Constantine the Great in this period. Helene who was the first Christian aristocrat, during her life, had tried to find the holy cross of Jesus, visited Jerusalem many times and built many churches on her way. Aya Elenia Church points us clearly that Sille was over this route.  

In historical bibliographies of Byzantium period, we can not read the name of Sille. It was attacked by Arabs between 7th and 10th centuries A.D. like many other cities.  Because of the Kevele Castle which is a vital strategic point, the city had become a clear target in this period and had been attacked at various times.  After the Arab raids had stopped, the city had become an important religious center.  The many cave churches and Ak Monastery shows us this importance very clearly.

 Sille had gained an incredible importance after 1071, when Seljuks captured Konya and made it the capital city. Turkish hegemony in Konya had caused the emigration of some non-muslims to places out of the city.  Probably many of the emigrants, in this period, had gone to Sille which is very close to Konya. 

 Sultan Kilic Arslan I, in 3 july 1097, had evacuated the town and moved the people to mountains, because of the attacks of 1st Crusader’s attack to Konya. Crusaders had arrived to the region and after a while they had occupied Konya and Sille.

 According to the resources of the time, we can learn that many Greeks had returned to İstanbul with Byzantium Army, after the attack to Konya by Alexios I between 1116-1118. So the non-muslim population had become a little less after this.

In 1146, Byzantine’s Emperor Manuel had sieged Konya after he defeated Sultan Mesud of Seljuk in Philomelion (Aksehir); then he fought against Seljuks again in front of Kevele Castle. Ioannes Kinnamos specifies that Byzantine Army had burned down the suburbs of Konya. 

 Besides wars, the population had suffered a lot because of natural disasters. Plague outbreak which happened in Konya in 1153 was one of these disasters.  

In 1226, Sultan Alaeddin Keykubat I, had transferred a group of Christian Pechenek Turk citizens to Konya, Sille while returning from his campaign to Armenia. Konya and its districts was captured by Karamanogullari Sultanate after Anatolian Seljuks. And after the war between Karamanogullari and Ottomans around Kevele Castle, the region had become Ottoman land. 

 Sille was a town of Konya District during the periods of Sultan Mehmed the Conqueror, Beyazid II., Yavuz Sultan Selim, Suleyman the Magnificent and Murad III. After 17th century, Sille’s administrative situation was not clearly determined. The main means of existence were wheat, barley and animal husbandry and the Muslim population had increased in time. Charles Texier who visited the region in the second half of 19th century states that there are summer houses of Armenians and Greeks in the region.  According to the records of the Treasury and Land Registery of the beginning of 20th century, the 56 percent of the population of Sille were Muslim, while the 44 percent of the population were non-muslim… 

Bela Horvath who visited Konya in 1913, states that there were summer houses with private churches owned by Greeks in the region and there were around sixty churches in the town. After the exchange of  populations in 1923, Christian population of Sille had migrated to Greece.

 Sille was connected to Selcuklu District with its two neighborhoods in 1989. In 1995, the southern region where there are churches, monastery and graveyards was declared as prior archeological protected area and the main residential area was declared as urban protected area by the Association of the Protection of Cultural and Natural Heritage of Konya. 

Today, Sille is an important cultural and tourism center of Konya.

Konya ve çevresinde çanak ve çömlek üretiminin tarihi Tarihöncesi dönemlere kadar uzanmaktadır. Yerel hammaddenin dönemine özgü teknik ve süsleme kompozisyonları ile şekillendiği bu üretim günümüze kadar devam etmiştir. Sille, bu üretim tarihinde önemli bir yere sahiptir. Sadece son yetmiş yılda iki yüze yakın usta çıkaran Sille, başta Konya olmak üzere çevreye pişmiş topraktan yapılmış ürünler gönderen önemli bir merkez olmuştur. Silleli ustalar sadece Sille’de değil, yılın büyük bir bölümünü Anadolu’nun birçok yerindeki imalathanelerde geçirerek sanatlarını icra etmişlerdir. Kârhâne adı verilen atölyelerde küp, testi, saksı, kiremit, tuğla ve tandır başlıca üretilen ürünlerdir. Bugün sadece birkaç örneği görülebilen kârhânelerden en ünlüsü Kiriakon (Hızır İlyas) Kilisesi’nin bulunduğu kaya oyma komplekste kurulan imalathanedir. Günümüzde sadece bir ustanın üretim yaptığı Sille’de kendine özgü form ve süslemeli pişmiş toprak eserler ziyaretçileri beklemektedir.    


JUG PRODUCTION

Jug and clay had been produced since the prehistoric periods in Konya and its districts. Local materials are being used with special technics and decorating compositions until present days. Sille have an important role in this production process. Nearly two hundred artisans were being raised in Sille in last 70 years and Sille has become an important jug production and marketing area in the region. Masters of Sille are working not only in Sille but also they travel around the region and making contributions to the production in several local factories. Jar, jug, flower pot, tile, brick and tandoor are some of the products manufactured in the factories called Karhane (profit house). The most important of a few Karhanes in the region is in the complex of Kiriakon (Hizir Ilyas) Church. Only one artisan is going on manufacturing jugs in Sille and the unique earthenwares with their original forms and decorations are waiting for their visitors. 

 

Sille tarihi, mimarisi ve yaşayan gelenek göreneklerinin yanında farklı dallarda el sanatı ürünlerinin üretildiği önemli bir merkezdir. Bugün sandıklarda özenle saklanan zengin kıyafetleri, dünyaca ünlü halı ve kilimleri, hala yaşatılan testiciliği, Sille taş işçiliği ve mumculuk Sille’nin halk sanatları açısından da ne kadar zengin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bugün büyük oranda tespit ve sergileme çalışmalarının gerçekleştirildiği el sanatları, Selçuklu Belediyesi tarafından da yaşatılmaya çalışılmaktadır. Çekül Vakfı ile Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ortak bir projesi olarak hayata geçirdiği Metin Sözen Kent Atölyesi, yerel ustaların yetiştirildiği ve Sille taş işçiliğinin yaşatıldığı önemli bir merkezdir. Ayrıca Selçuklu Belediyesi tarafından gerçekleştirilen SELMEK’in Türk İslam Sanatları ile el sanatları kursları, halı ve kilim atölyeleri ile Sille kent merkezinde oluşturulan ve Sille el sanatı ürünlerine tahsis edilen dükkânlar bu çalışmalardan sadece birkaçıdır. 


HANDICRAFTS

Sille is unique with its history, architecture and traditions, but also spectacular handicrafts are being produced here. Clothes of rich people, world-famous rugs and carpets, jug factories, stone work and chandlers are all proving the richness of Sille in handicrafts. Today, generally identification and exhibition process is being done in Sille and also Selcuklu Municipality is making great effort for keeping handicrafts alive. Metin Sozen Town Factory, a mutual project of Konya Metropolitan Municipality and Cekul Foundation, is a unique place where the artisans are being raised and stone work is being perpetuated. Besides, SELMEK’s Turkish Islamic arts and handicrafts courses, rug and carpet factories and handicrafts shops in Sille’s center are all being organized by Selcuklu Municipality and making great contribution for keeping the handicrafts alive. 

Türk el sanatlarının önemli bir kolu olan halı ve kilim dokumacılığında Konya, Anadolu’daki önemli merkezlerden birisidir. Kendine has renk ve desenlere sahip olan Sille halı ve kilimleri ise Konya halıcılığının haklı ününü pekiştiren bir üretim noktası olmuştur. 19. Yüzyılda Sille’ye uğrayan gezginler kentteki halı ve kilim atölyelerine uğramışlar, Sille camilerinin zengin halı koleksiyonlarını büyük bir heyecanla tasvir etmişlerdir. Bugün 19. Yüzyıldaki üretim kapasitesine sahip olmasa da Selçuklu Belediyesi tarafından desteklenen kurs ve faaliyetlerle Sille’de halı ve kilim dokumacılığı yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Sille halıcılığında renk için kullanılan başlıca hammadde cehri isimli bir bitkidir. Dışı yeşil, içi ise sarı renkli meyvelere sahip dikenli bir bitki olan cehrilerin üretimi Sille’de gerçekleşmiş, üretim fazlalığı yurtiçi ve yurtdışında pazarlanmıştır. Sille halıcılığındaki ana renkler kırmızı, açık ve koyu yeşil, bej, açık mavi, siyah ve sarıdır. Zeminde kullanılan halı ve kilimlerin dışında seccadeler ve duvar halıları ile atların eğerlerinde kullanılan örtüler Sille’de üretilen halı ve kilim çeşitleridir. İlmekli dokumalarda yün; geçgi ve çözgü dokumalarda ise pamuğun tercih edildiği ürünlerde dokunan eserin boyutu ile bağlantılı olarak tek, üç veya beş göbek motifi kullanılmıştır. Türk halı ve kilim sanatındaki motiflerin büyük bir ustalıkla uygulandığı Sille’de duvar halıları ile seccadelerde Hz. Mevlana’nın Türbesi ve Selimiye Cami’si gibi yapı tasvirleri de sıklıkla tercih edilmiştir. Bugün bu eşsiz el sanatı örnekleri Konya’daki müzelerde ve Sille Kültür Müzesi (Ak Hamam)’nde sergilenmektedir.


RUG AND CARPET TEXTILE INDUSTRY

Rug and Carpet textile industry is an important branch of Turkish handicrafts. Konya is one of the most important centers of this art in Anatolia. Sille’s rug and carpets have its own colors and motifs and an important part of worldly-famous Konya’s rug and carpet textile industry.

Travellers who visited Sille in 19th century, had also visited rug and carpet factories. They described the beauty of rugs in Sille’s mosques. Today, rug and carpet production is still going on by the supports of Selcuklu Municipality with courses and special events, however it is less than the production in 19th century.

A plant called cehri is being used for coloring the carpets. This thorny plant which has fruits outside green, inside yellow; are being grown in Sille and being sold both in Turkey and abroad. The main colors in carpets are red, dark and light green, beige, light blue, black and yellow. Besides the carpets on the ground, prayer rugs, wall rugs and saddle blankets are also being producted in Sille. Clew is being used in slip knot, while cotton is being used in warp knot. Single, three or five hub motifs are being preffered according to the size of the carpet.

Mevlana’s Lodge and Selimiye Mosque’s illustrations are usually being used in Sille’s wall rug’s motifs with other traditional Turkish motifs. These spectacular handicrafts are being exhibited in museums of Konya and also in Sille Cultural Center (Ak Baths).

Günümüzde Konya ve Sille’deki müzelerde, özel koleksiyonlarda ve Sillelilerin çeyizlerinde özenle korunan Sille kıyafetleri ve aksesuarları oldukça önemlidir. Yerel Anadolu kıyafet özelliklerini gösteren giysiler oldukça yoğun ve özenli nakış süslemeleri ile başta Konya olmak üzere çevre bölge kıyafetlerinden ayrılmaktadır. Günlük kullanıma ve özel günlere göre farklılık gösteren kıyafetlerde işlev ve estetiğin birlikteliği görülmektedir. Kadın kıyafetlerinde, günlük kıyafetler daha sade ve yapılan işlerde kolayca kullanılabilecek şekildedir. Yün basma, lefkayıt ve şetari olarak isimlendirilen bu kıyafetlerde ayırıcı öğe kullanılan kumaşlardaki desenlerdir. Kadınların belirli günlerde kullandıkları kıyafetler ise oldukça süslü ve bol aksesuarlıdır. Cuma günü erkek tarafı gelinlerinin giydiği sarka, Perşembe günü yeni gelinlerin kullandığı cubba, cumartesi günü gündüz gelinlerin giydiği silah kürkü ve etekçe, nişanlı kızların kullandığı ferace ve frengi, cumartesi günü gecesi giyilen mıklama ile yeni gelinlerin bir yere giderken giydikleri çiçekli bu kıyafetlerden bazılarıdır. Kullanan kişiye ve güne göre değişen bu özel kıyafetlere fesler, çevre denilen ipekli tüller, fes üzerine bağlanan öbrüler, takma saçlar, altın kuşaklar, yaka kısmını kapatmaya yarayan davklar, şalvar üzerine giyilen zıbbalar, bir çeşit kol ve yaka süslemesi olan fistanlar (gaytan) ile galoş denilen kilim desenli dokumadan yapılan ayakkabılar eşlik etmektedir. Çeşit olarak az olmasına karşın oldukça süslü olan erkek kıyafetleri ise poşu, yelek (omuzda), gömlek (sırtta), kuşak, silahlık, şalvar, çorap ve çarıktan meydana gelmektedir. Bugün bu kıyafetlerin en güzel örnekleri Sille Kültür Müzesi olarak kullanılan Ak (Hacı Ali Ağa) Hamam’ında sergilenmektedir. 


CLOTHING AND ACCESORIES

In museums of Konya and Sille, in special collections and in marriage outfits of Sille’s people, all of the clothing and accessories are being protected carefully. The clothes have the characteristics of  local Anatolian clothes but they are still original and different than others with their rich and unique embroideries. Clothes differ in use, some of them are for daily life and some of them are only for special events. The functionality and aesthetic are both preferred in these clothes and accessories. Daily clothes for women are more elegant and useful. Cotton prints and “lefkayit or shetari” clothes has a distinctive feature in their patterns. Clothes for special events for women are very smart and have a lot of accessories. Some of these clothes are, sarka which worn by bride members of the groom’s family in fridays; cubba which worn by new brides in thursdays; etekce and gun fur which worn by brides in Saturdays’ daytime, ferace or frengi which worn by engaged girls, miklama which worn in Saturdays’ night and cicekli (blooming) which worn by young brides… The clothes differ in person or event. Some of the accessories are fez, silk tulles called “cevre”, bands for fezs, wigs, golden belts, neckbands, zibba dress over baggy trousers, fistan (gaytan), shoes with rug motifs called galosh… Men’s clothes are also have some accessories like keffiyeh, jerkin (on shoulder), shirt (on backside), belt, gun rack, baggy trousers, socks and shoes… The best examples of these clothes are being exhibited in Ak (Haci Ali Aga) Baths’ exhibition hall.

 

KÜLTÜR VADİSİ

"Sille 5000 yıllık tarihinin kapılarını sizler için açıyor."

  • HEPSİ
  • FOTOĞRAF
  • VİDEO
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
  • item1
07Tem 07

SİLLE ŞAPEL GEÇMİŞİ GÜNÜMÜZE TAŞIYOR.

Selçuklu Belediyesi tarafından 2012 yılında restorasyonu tamamlanarak turizme kazandırılan Sille Şapeli “Zaman Müzesi’’ olarak turizme kazandırıldı. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait eserler ile Roma dönemine kadar uzanan zaman kavramı ile ilgili birçok eserin sergilendiği müze, Türkiye’de bir ilk.   Selçuklu Belediyesi, hayata geçirdiği çalışma, projeler ve ö..

Devamı

animationgenerator
parallax
responsiveicon
custom
single

SELÇUKLU BELEDİYESİ

Şeyh Şamil Mh. Doç. Dr. Halil Ürün Cad. No: 19 Pk:42070 Selçuklu / Konya, Türkiye

444 99 19


Tel: +90 332 224 36 00
Fax: +90 332 265 30 80

www.selcuklu.bel.tr
E-Posta: belediye@selcuklu.bel.tr
E-Posta: bilgi@selcuklusille.com


İletişim

Sosyal Ağlar